İl Başkanımız Dr. Selim Temurci ilçemizdeki meslek temsilcileriyle buluştu.
.
AK Parti’nin, milletin bütün renklerini ve kesimlerini içinde bulundurduğunu ifade eden İl Başkanımız Dr. Selim Temurci, toplumun her kesimiyle temas etmeye ve bir araya gelmeye devam ediyor.
İl Başkanımız, Zeytinburnu İlçe Başkanlığımızın organizasyonunda, ilçenin STK’larının ve farklı meslek gruplarının temsilcileriyle buluştu.
Bu Ülkede Darbelerin Son Bulması Lazım
İl Sosyal İşler Başkanımız Habibe Çitçioğlu Başer, Zeytinburnu İlçe Başkanımız Bahattin Ünver ve Zeytinburnu Belediye Başkanımız Murat Aydın’ın da katıldığı kahvaltıda bir konuşma yapan İl Başkanımız, “Eğer bir ilçede esnafsanız, sanatkarsanız, o ilçenin nabzını en iyi tutan insanlar olursunuz.” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’nin 2002 öncesi durumu hepimizin malumu. Siyaset önemlidir. Ancak bu siyaset bize gelecek umudu vermiyorsa, aramızda nifak oluşturuyorsa, geleceğimizi ipotek altına alıyorsa, hep birlikte durup düşünmemiz lazım. Türkiye’nin koalisyon dönemlerinde neler yaşadığını hatırlıyoruz. Bu ülke ne zaman ayağa kalkmış ve yürümüştür? 1950 ile 1960 arasında, Türkiye yaklaşık 4 kat büyümüştür. 1960, 1971, 1980 ve 1997’de darbeler yaşandı. Daha sonra, 27 Nisan, Gezi, 17-25 Aralık hadiseleri… Bir ülkede demokrasinin kalıcı hale gelebilmesi için, süreklilik kazanması ve milletin ‘benim değerlerim iktidarda’ diyebilmesi için, ekonominin büyümesi için, bu ülkede darbelerin son bulması lazım. Biz 27 Nisan’ı yaşadığımızda sağlam bir irade gösterilmeseydi, herkes işine baksın denmeseydi, Türkiye bugünkü durumunda olamazdı.”
Bu Milleti Özgürleştirmemiz Lazım
İl Başkanımız, Türkiye’nin ne zaman bir hamle yapsa durdurulmaya çalışıldığını vurgulayarak, şunları söyledi: “Rahmetli Menderes’in ‘Yeter, söz milletindir’ sloganıyla, bizim ‘Yeni Türkiye’ kavramımız arasında bir fark görmüyorum, aynı haykırıştır. Rahmetli Özal dönemine geldiğimizde, 2. Cumhuriyet konuşuluyordu. Özal döneminde kazandıklarımızı 5 yıl içinde kaybettik. Nasıl kaybettik? Koalisyonlarla. Bugün, bağımsız bir dış politikası olan, el açmayan bir ülke olarak, ‘ben de varım’ diyebilen bir ülkeyiz. Etrafımızdaki ülkelerde yaşanan süreç ortada. Biz sadece yaptığımız imar faaliyetlerini anlatmıyoruz. Eğer bu milletin hizmetkarıysak, bu milleti özgürleştirmemiz lazım. Bu ülkede yaşayan Kürt kardeşlerimin partisi HDP’dir diye bir şeyi kabul etmiyoruz. AK Parti de, CHP de, MHP de Kürtlerin partisi olabilir. Etnik kimlik ve mezhepçilik üzerinden siyaset yapılmaması lazım.”